KADIN

Ben Aliye,
Ben Reyhan,
Ben Ayşe,
Ben Melek...

Kim olduğumun pek bir önemi yok, çünkü yaşadıklarımın hepsi gerçek. Bir adımın olmaması veya beni bire bir tanımıyor olmanız ne yaşadıklarımı inkar etme, ne de beni görmezden gelme hakkını vermez size.

Çünkü ben eminim ki benimle aynı kaderi paylaşan fakat yakın çevrenizde olsa dahi onlardan bihaber olduğunuz bir çok insan vardır. Biz sizin hayatınıza, on beş dakikalık dedikodularınızda yer aldığımız kadar dahil olabiliyoruz. Bütün bu acıları, öfkeyi, kini on beş dakikaya sığdırabiliyor olmanıza rağmen, biz ömür boyu bu acıları yaşamak zorunda bırakılıyoruz. Peki neden?

Çünkü ayıp... Çünkü günah...

Kaderimiz böyleymiş değil mi? Boyun eğmeli, kabullenmeliyiz. Çünkü toplum güçlü kadınları sevmez aksine çok korkar onlardan!
Çünkü bizim ne yapacağımız belli olmaz, değil mi? Kadın dediğin susup oturmalı, ona ne denilirse onu yapmalı, hakkı verilirse almalı, verilmezse -bir bildikleri vardır deyip- sesini çıkarmamalı.
Bunları yapmadığınızda yani güçlü bir kadın olup hakkınızı aradığınızda, size verilenle yetinmediğinizde, hep daha fazlasını isteğinizde, o zaman ne olur biliyor musunuz?

Toplumun dışına itilirsiniz. Çünkü siz elalemin karısına-kızına "kötü" örnek oluyorsunuzdur. Siz o "uyuyan devi" uyandırmaya çalışıyorsunuzdur. Halbuki ne kadar zor uyuttular onları, binlerce yıl boyunca... 
Şimdi siz onları uyandırırsanız bir daha nasıl uyutacaklar? Bunu nasıl düşünemezsiniz...

Yorumlar

  1. Herşeyden Önce İnsan Olmak Yaradandan Ötürü Yarattığını Sevmek.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sanata ve Sanatçıya Verilmeyen Değer

Keşke'siz Bir Yaşam Mümkün

Aşk Diye'bildiğimiz'...